Sağlık-Sen’den Hükümete Tepki

Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, “Biz hem Kamu İşveren Heyeti’ne hem maliye bürokratlarına hem de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına verdikleri teklifleri tekrar gözden geçirmelerini ve mutfakla, çarşıyla, pazarla aynı oranda bu işi görmelerini istiyoruz” dedi.

Kamuda yaklaşık 4 milyon memur ve 2 buçuk milyon memur emeklisini kapsayan 8’inci Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde takvim işliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan başkanlığındaki Kamu İşveren Heyeti, toplam 11 hizmet koluna ilişkin tekliflerin ön müzakerelerinin tamamlandığı süreçte dün ilk teklifini açıkladı. Görüşmelerde sağlık hizmet kolunu temsil eden Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, sürece ve hükümetin teklifine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Doğan, toplu sözleşme sürecinin daraltılmış bir zamana yayıldığını savunarak, “Yani süreç bir ay gibi gözüküyor ama resmi iş günlerinde kıstığımız zaman 10-15 güne sığdırılmaya çalışılıyor. Tabii biz tekliflerimizi veriyoruz. Bu tekliflerin tasnif aşaması var, müzakere aşaması var. Bunlarla oyalanılıyor” diye konuştu.

“Kamu İşveren Heyeti’nin bu verilen teklifle gerçeklikle bağının koptuğunu gözlemliyoruz”

8. Dönem Toplu Sözleşme kapsamındaki taleplerini sağlık çalışanlarının sorunlarını 11 aylık bir çalışma sonucunda belirleyerek hazırladıklarının altını çizen Doğan, şunları söyledi:

“Bugün verilen teklifte Kamu İşveren Heyeti’yle hastanedeki hemşirenin aynı pazardan alışveriş yapmadığını gördük. Paramediğin, ambulans süren şoförün kiralarıyla Kamu İşveren Heyeti’nin hazırlamış olduğu kiraların aynı olmadığını gördük. Bunlar olmuş olsaydı, bir hemşireyle, bir hekimle aynı pazara gidilmiş olsaydı, teklifler bu şekilde gelmezdi. Biz Kamu İşveren Heyeti’nin bu verilen teklifle gerçeklikle bağının koptuğunu gözlemliyoruz. Çünkü çarşı bu şekilde söylemiyor. Pazar bu şekilde söylemiyor. Kiralar böyle demiyor. Piyasa böyle demiyor. Piyasaya baktığımız zaman gerçek rakamlar var. Yani bu verilen teklifler gerçek rakamlar değil.”

Doğan, Kamu İşveren Heyeti’nin verdiği teklifin ardından Memur-Sen’in Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı gerçekleştirdiği bilgisini vererek, “Burada alacağımız kararlarla bu teklife ne tür bir tepki verileceğini yine Genişletilmiş Başkanlar Kurulumuzda Memur-Sen’in tüm sendikaları buna karar verecekler. Bu süreçte müzakerenin devam etmesi amacımız. Yani bunun yeterli olmadığını, hakkaniyetli olmadığını Kamu İşveren Heyeti’ne anlatacağız” şeklinde konuştu.

“Verdiğimiz teklif sahanın masaya yansımasıydı”

Sağlık-Sen olarak Kamu İşveren Heyeti’ne sundukları teklifin 11 aylık bir çalışma sonucu olduğunu yineleyen Doğan, “Teklifimiz, sahanın masaya yansımasıydı. Çarşı, pazarın, mutfağın görüntüsüydü. Hissedilen enflasyonun, memurun cüzdanının röntgeniydi. Yani cüzdanın röntgenini çektik, biz ona göre teklifler sunmuştuk. Bir hekimin, hemşirenin emeğiydi, özverisiydi. Bir paramedik, bir ATT arkadaşımızın fedakarlığıydı. Kamu İşveren Heyeti acilde çalışan bir hemşirenin sesini bu teklifte duymamış oluyor” dedi.

“Bir memur kolay olunmuyor”

Doğan, çalışma barışının sağlanması gerektiğini ve bu çerçevede bir teklif verilmesi gerektiğini sözlerine ekleyerek, “İşçi arkadaşımıza bu düzeyde bir zam verip de bir hemşire arkadaşımıza, bir hekim arkadaşımıza alt seviyede bir zam verilmesi vicdanları yaralıyor. Bir memur kolay olunmuyor. Bir hekim kolay olunmuyor. Bir hemşire kolay olunmuyor. Bir hekimin yetişme sürecine baktığımız zaman üniversite sınavlarına giriyor. Türkiye’nin en zeki çocukları tıp fakültelerine giriyorlar. En zekileri hemşire oluyorlar, öğretmen oluyorlar, mühendis oluyorlar. Bu arkadaşlarımız alın terleriyle emek sarf ederek eğitimlerini tamamlıyorlar. Sınavsız da alınmıyor, sınava giriyorlar. Bir emek sarf ediyorlar, devlet memuru oluyorlar. Yani bu kadar emek sarf ettikten sonra dirsek çürüttükten sonra öğretmeni, hemşiresi, hekimi, mühendisinin bu ücretlere tabi olması gerçekten vicdanları yaralıyor” ifadelerini kullandı.

“Bakanımızın profesörlük unvanıyla hareket etmesini istiyorum”

Çalışma barışının sağlanması adına ücret skalasının dengeli olması gerektiğini sözlerine ekleyen Doğan, “Bir şoför arkadaşımız bir genel müdürden yüksek ücret alırsa, bir hemşire arkadaşımızdan ya da beraber çalıştığı işçi arkadaşımız bir hekim arkadaşımızdan daha yüksek nöbet ücreti alırsa bu vicdanları yaralar. Buna siyaseten de bakmıyorum, sendikal boyutta da bakmıyorum. Buna bir alın teri gözüyle bakıyorum. Kamu İşveren Heyeti’nin başkanı Çalışma Bakanımız. Çalışma Bakanımız okumuş, ‘profesör’ unvanını almış. Bu kolay olmadı. Özellikle siyaseti, bakanlığı bir kenara bırakıp bakanımızın bu profesörlük unvanıyla hareket etmesini istiyorum. Yani bu kadar emek verdik, profesör olduk. Bütün kamudaki arkadaşlarımız, bu branşındaki arkadaşlarım profesör oldu ve bir emek sarf etti. Şimdi bir hemşire, bir hekim, bir profesör arkadaşımıza verilen nöbet ücreti 180 lira, 200 lirada kalıp da yanımızda beraber çalıştığımız işçi arkadaşımıza 450 lira, 430 lira nöbet ücreti verilirse bu vicdanları yaralar” açıklamasında bulundu.

“Kamu İşveren Heyeti’nin verdikleri teklifleri tekrar gözden geçirmelerini istiyoruz”

Toplu sözleşme sürecinin yılda iki defa gerçekleştirildiğini ve bu sürecin iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirten Doğan, “Biz tekrar Kamu İşveren Heyeti’ne, hem maliye bürokratlarına hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına verdikleri teklifleri tekrar gözden geçirmelerini ve mutfakla, çarşıyla, pazarla aynı oranda bu işi görmelerini istiyoruz” diye konuştu. – ANKARA

Related Posts

Gazze’deki yıkım TRT Haber kamerasıyla gözler önüne serildi: Soykırımcı İsrail’in geride bıraktığı enkaz havadan görüntülendi

Yaklaşık 22 aydır Gazze’yi havadan, karadan ve denizden vuran soykırımcı İsrail’in katliamında 62 bine yakın Filistinli katledildi. Taş üstünde taş bırakmayan işgalci İsrail’in Gazze’de neden olduğu yıkım, TRT Haber tarafından Türk televizyonlarında ilk kez havadan görüntülendi. Soykırımcı İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, bölgeyi dev bir enkaza dönüştürmüş durumda. TRT Haber muhabiri Mücahit Aydemir ve kameraman Osman Eken’in bölgeden aktardığı görüntüler, yıkımın boyutunu tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi. Görüntülerde, bir zamanlar hayat dolu olan kent merkezleri ve mahallelerin, bombardımanlar sonrası haritadan silindiği görülüyor.

Samsun’da uyuşturucuya gözaltı

Samsun’da jandarma uyuşturucu operasyonu yaptı. Operasyonda bir şüpheli gözaltına alındı.

Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu

CHP’li Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun AK Parti’ye geçeceği iddiası büyük ses getirdi. CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül söz konusu iddiayı doğrularken Sultanhisar, Söke ve Yenipazar belediye başkanlarının da AK Parti’ye geçeceğini belirtti. Çerçioğlu’na rozetini 14 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizzat takması bekleniyor.

Balıkesir Sındırgı’da 4,0 büyüklüğünde deprem

Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde 4,0 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Özgür Özel, Adana’dan Silivri’ye yürüyen CHP’li gençlere seslendi: Umudum yürüyüşünüzün ve mücadelemizin çok daha hızlı sonuç vermesi

Adana’dan Silivri’ye yürüyüş yapan CHP Adana Gençlik Kolları üyesi gençlerle görüntülü görüşen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Genç arkadaşların böyle iddialı çarpıcı bir eylemle Adana’dan Silivri’ye doğru yola çıkmış olmaları son derece kıymetli. Milletvekillerimiz, arkadaşlarımız sizlere yol boyunca destek ziyaretlerinde bulunacaklar ve eşlik edecekler. Ben de Ankara’ya geldiğinizde sizin yanınıza mutlaka geleceğim. Silivri’ye birlikte yürüyor olacağız. Umudum sizin bu yürüyüşünüzün ve bizim mücadelemizin çok daha hızlı sonuç vermesi” ifadelerini kullandı.

Figen Batur hayatını kaybetti

Hürriyet Gazetesi’nin eski yazarlarından gazeteci Figen Batur hayatını kaybetti. Batur’un cenaze törenine ilişkin herhangi bir bilgi ise henüz paylaşılmadı.